1. [2:205] | veiẕâ tevellâ se`â fi-l'arḍi liyüfside fîhâ veyühlike-lḥarŝe vennesl. vellâhü lâ yüḥibbü-lfesâd. | وإذا تولى سعى في الأرض ليفسد فيها ويهلك الحرث والنسل والله لا يحب الفساد وَإِذَا تَوَلَّى سَعَى فِي الْأَرْضِ لِيُفْسِدَ فِيهَا وَيُهْلِكَ الْحَرْثَ وَالنَّسْلَ وَاللّهُ لاَ يُحِبُّ الفَسَادَ |
---|
Elmalılı | İş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak, ekini ve nesli helak etmek için koşar. Allah ise bozgunculuğu sevmez. |
Y. Ali | When he turns his back, His aim everywhere is to spread mischief through the earth and destroy crops and cattle. But Allah loveth not mischief.
|
Words | | |
2. [21:96] | ḥattâ iẕâ fütiḥat ye'cûcü veme'cûcü vehüm min külli ḥadebiy yensilûn. | حتى إذا فتحت يأجوج ومأجوج وهم من كل حدب ينسلون حَتَّى إِذَا فُتِحَتْ يَأْجُوجُ وَمَأْجُوجُ وَهُم مِّن كُلِّ حَدَبٍ يَنسِلُونَ |
---|
Elmalılı | Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc(un seddi) açıldığı zaman, ki onlar her dere ve tepeden akın edip çıkarlar. |
Y. Ali | Until the Gog and Magog (people) are let through (their barrier), and they swiftly swarm from every hill.
|
Words | | |
3. [32:8] | ŝümme ce`ale neslehû min sülâletim mim mâim mehîn. | ثم جعل نسله من سلالة من ماء مهين ثُمَّ جَعَلَ نَسْلَهُ مِن سُلَالَةٍ مِّن مَّاءٍ مَّهِينٍ |
---|
Elmalılı | Sonra da onun soyunu süzülmüş bir özden, değersiz bir sudan yaratmıştır. |
Y. Ali | And made his progeny from a quintessence of the nature of a fluid despised:
|
Words | | |
4. [36:51] | venüfiḫa fi-ṣṣûri feiẕâ hüm mine-l'ecdâŝi ilâ rabbihim yensilûn. | ونفخ في الصور فإذا هم من الأجداث إلى ربهم ينسلون وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَإِذَا هُم مِّنَ الْأَجْدَاثِ إِلَى رَبِّهِمْ يَنسِلُونَ |
---|
Elmalılı | Sûr'a üfürülmüştür, bir de ne baksınlar kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar. |
Y. Ali | The trumpet shall be sounded, when behold! from the sepulchres (men) will rush forth to their Lord!
|
Words | | |